Narin adımlarla yere sağlam basan yiğitlerin dansı…
Zeybek oyunu geçmişten bugüne düğünlerde, bayramlarda ve çeşitli kutlamalarda Güney Egelilerin güçlerinin, cesaretlerinin, zarafetlerinin ve kabiliyetlerinin simgesidir. Tüm Batı Anadolu'ya dağılmış olan dans tek kişi, çift ya da grup olarak oynanabilir.
Oyunun başında oyuncu ellerini toprağa sürerek hem parmaklarının iyi şaklamasını sağlar hem de topraktan kuvvet ve bereket alır. Sonrasında oyun alanında bir daire çizerek iddiasını ortaya koyar: “Sınırlarını çizdiğim bu topraklar, bu yer, bu yurt benimdir. Sakın ola düşmanım bu yerlere göz dikmesin. Bu topraklarda benden başkası barınamaz!”.
Ağır ve kararlı figürlerle başlayan oyun ilerledikçe heyecanı artar, zirveye çıktığı noktalarda oyuncu nara atarak izleyenlerin coşkusunu körükler. Yiğitlik, mertlik, çeviklik, atılganlık ve sağlam karakterlilik anlamına gelen zeybekliğin oyunları da bu kavramlar üzerine kuruludur. Akılcılığın hâkimiyetinin görüldüğü oyunların figürlerine soğukkanlılık ve kararlılık işlidir.
Yöreden yöreye, türküden türküye onlarca farklı zeybek oyunu vardır; Aydın Zeybeği, Muğla Zeybeği, Tavas Zeybeği, Kerimoğlu Zeybeği, Yörük Ali Zeybeği ve niceleri gibi. Erkek zeybek oyunlarında cura, bağlama, tambur, çobandüdüğü, dilsiz kaval, keman, klarnet, cümbüş gibi çalgılar kullanılır. Kadın çalgısı olarak kabul edilen darbuka ise sadece erkeklerinkine kıyasla daha zarif ve kıvrak olan kadın oyunlarında çalınır.