Dinginliği sevenler için farklı bir alternatif, fotoğraf tutkunları için doğal bir film seti…
Konumu itibarıyla köylülerin çalışma alanı ovalardan uzak olduğu için yalnızlığa terk edilmiş harikalar diyarı... Her renkten çiçeğin tarihi eserleri sıkı sıkı sardığı bir yer. Söke’ye 30 km uzaklıkta yer alan ve eski adı Domatia olan Doğanbey, aslında Mübadele Dönemi'ne kadar Rumların yaşadığı bir Rum köyü...
Geçmişi MÖ 7. yüzyıla değin uzanan köy, Kurtuluş Savaşı sırasında mübadele sonucunda Yunanistan’a göç edene kadar Rum halkının yaşam alanıymış. Rum mimarisinin güzelliklerini taşıyan, usta taş işçiliğinin ilk bakışta göze çarptığı, belki de Ege’nin en karakteristik, görülmeye değer gezi noktası… 1924’ten itibaren mübadele ile vatanlarına dönen Rumların yerine Balkanlar'dan gelen Türkler yerleştirilmiş; ancak altyapı ve genişleme imkânının kısıtlı oluşu sebebiyle 1985’te mahalle Yeni Doğanbey’e taşınmış, köy tamamen boşalmış.
Ancak şimdilerde buranın güzelliğini fark eden yeni sahipleri tarafından restore edilerek eski görkemine ve albenisine kavuşturulmuş. Özellikle mimarisiyle büyük ilgi çeken köyün taş evleri, dar sokakları ve doğal güzellikleri görülmeye değer... Hem Rum hem Türk mimari öğelerini taşıyan köy adeta bir açık hava müzesi olduğu için kentsel sit alanı ilan edilmiş. Köyde bulunan konut, dükkan, hastane ve çeşme gibi yapılar geç Osmanlı Dönemi mimari özelliklerini yansıtıyor. Gezilecek yerler arasında eski Rum evleri, Şorlak Şelalesi ve Fauna Müzesi bulunuyor. 19. yüzyılın sonunda hastane olarak inşa edilen bina 2004’ten beri Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı Ziyaretçi Tanıtım Merkezi olarak faaliyet gösteriyor, ziyaretçilerin ihtiyaçlarına hizmet ediyor.
Doğanbey’e gitmek için bir diğer sebep de yol üzerinde ve karinada çıkan yerel balıkların eşsiz lezzeti... Kuşadası’na 53 km, Didim’e 41 km, Söke üzerinden Aydın’a 75 km uzaklıktaki eski köy Dilek Yarımadası Milli Parkı içinde yer alıyor.