Güney Ege; geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan kültürel değerleri, görenleri büyüleyen yemyeşil doğası ve geleneklerine bağlı misafirperver halkıyla ekoturizm potansiyeli yüksek bir bölgedir.
Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın yürüttüğü “Ekoturizmde Yeni Destinasyonlar Sonuç Odaklı Programı kapsamında Buldan, Çameli, Fethiye, Karacasu, Köyceğiz, Kuşadası, Pamukkale, Seydikemer, Söke ve Ula gibi Güney Ege Bölgesi’ndeki ekoturizm potansiyeli yüksek yerler tespit edilmiş ve bu kapsamda bu ilçelerdeki spor turizmi, sağlık turizmi, doğa turizmi ve kültür turizmi başta olmak üzere bölgenin turizm çeşitliliğinin artırılması için çalışmalara başlanmış. Böylelikle Güney Ege’nin dört mevsim boyunca hem yerli hem de yabancı turistlerin turizm faaliyetleri konusunda tercih ettikleri bir konum haline gelmesi hedeflenmiş.
Aydın’da Ekoturizmin Yeni Destinasyonları
Afrodisias Antik Kenti: Roma Dönemi’ndeki ünlü heykel okuluyla bir sanat merkezi konumunda olan kentte yer alan Afrodit Tapınağı, stadyum ve kentin simgesi olarak bilinen Tetrapylon adlı anıtsal kapı görülmeye değer. Antik dönemin en iyi korunmuş stadyumlarından olan 270 metrelik stadyumun çevresinde 30 bin kişilik oturma alanı bulunuyor. Ünlü merhum fotoğrağrafçı Ara Güler’in keşfettiği antik kent 2017 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde…
Karacasu Yaylaları: Karacasu’nun 3 km batısında yer alan Kahvederesi Yaylası doğal güzellikleri, yayla evleri ve çeşitli ağaç-bitki türleriyle görülmeye değer bir yer... Doğanın yedi rengini barındıran yayla evleri ile yayla turizminin en gözde yerlerinden olan Karacasu'da; Nacipınar, Ballıpınar, Dedebağı, Gökbel, Dikmen Ozanlı, Gürlek gibi çok sayıda yayla bulunuyor. Yaz aylarında sıcaktan bunalan yöre halkının göç ettiği yaylalara, aynı zamanda yerli ve yabancı turistlerin geldiği biliniyor.
Serçin Eko-turizm Merkezi - Kuş Gözlemi: Aydın ve Muğla il sınırları içerisinde kalan Bafa Gölü, birçok kuş ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor ve Türkiye’nin önemli kuş cennetlerinden biri... Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Bafa Gölü Rekreasyon Alanı Projesi” ile açılan Serçin Eko-turizm Merkezi Serçin’in doğal yaşam güzelliklerini korumayı ve tanıtmayı amaçlıyor.
Priene Antik Kenti: Hakkındaki ilk yazılı bilgiler MÖ 7. yüzyıla dayanan şehrin en önemli yapıları arasında Demeter, Athena, Zeus ve Mısır tapınakları, agora, kent meclisi, Büyük İskender’in evi, Bizans Kilisesi, nekropol ve konut alanları bulunuyor. Antik tiyatrosu ise Helenistik Dönem tiyatro mimarisinin belki de en güzel temsili... Priene ayrıca şehir planlamacılığının en güzel örneklerinden biri…
Karina Doğanbey: Özellikle mimarisiyle büyük ilgi çeken köyün taş evleri, dar sokakları ve doğal güzellikleri görülmeye değer... Hem Rum hem Türk mimari öğelerini taşıyan köy adeta bir açık hava müzesi olduğu için kentsel sit alanı ilan edilmiş. Köyde bulunan konut, dükkan, hastane ve çeşme gibi yapılar geç Osmanlı Dönemi mimari özelliklerini yansıtıyor.
Denizli’de Ekoturizmin Yeni Destinasyonları
Tarihi Buldan Evleri: Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin özelliklerini yansıtan, Buldan yöresine özgü mimari özellikleri ile Buldan Evleri Çarşı, Çaybaşı, Yeşildere, Girne ve Helvacılar mahallelerini kapsayan bir alana yayılıyor. Tarihi Buldan Evleri'ni gelecek yıllara taşımak amacıyla gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sayesinde 117 ev ve 31 sokak tescilli eser olarak koruma altında...
Buldan Bezi: Buldan'da yüzyıllardır Buldan bezi dokumacılığı ve işlemeciliği yapılıyor. Birçok evde hala dokuma tezgahlarının olduğu ilçenin sokaklarında yan yana sıralanmış dükkanlar peştamal gibi çeşitli dokuma ürünleri satıyor. Osmanlı Sarayı'nda Buldan Bezi asırlar boyunca şehzadelere giysi, sultanlara çeyizlik olmuş.
Tripolis Antik Kenti: Buldan ilçesinin Yenicekent Mahallesi'nde yer alan bu gösterişli yamaç kenti, Pamukkale Hierapolis Antik Kenti'ne 20 km uzaklıkta... Şehircilik anlayışı, döneminin zengin kentlerinden biri olduğuna işaret ediyor. Üç bölgenin kesişim yerinde kurulan "Üç Şehir" anlamındaki Tripolis Antik Kenti'nin en önemli yapıları tiyatro, hamam, şehir binası, kale, surlar ve su yolları... Kazı çalışmaları 2013 yılında başlayan ve halen devam etmekte olan kent, antik kent meraklıları için yeni bir keşif alanı sunuyor.
Emecik Kanyonu: İçerisinde irili ufaklı akarsular olan kanyonu bölgedeki çobanlar keşfetmiş. 14 kilometre uzunluğundaki kanyon bozulmamış doğasıyla doğa severleri kendisine hayran bırakıyor.
Yaylacık Dağı Yamaç Paraşütü Pisti: Yaylacık Dağı'nın 2.150 metrelik zirvesi 4 taraflı uçulabilen mükemmel bir konuma ve yüksek termiklere sahip. Yamaç, paraşütçülere ve delta kanat sporcularına güvenli ve keyifli uçuşlar sağlıyor.
Karahayıt: Karahayıt’ta bulunan termal turistik tesislerdeki kırmızı su ve termal çamur sayesinde pek çok hasta sağlık sorununa şifa olabilir. Mısır Kraliçesi Cleopatra’nın yıkanıp çamur banyosu yaptığı kaplıcalar olarak bilinen; 5 bin yıllık şifa kaynağı Karahayıt, Türkiye’deki tek termal sağlık kür kenti olma yolunda...
Hierapolis Antik Kenti ve Pamukkale Travertenleri: UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde 1988 tarihinden beri yer alan Hierapolis Antik Kenti ve Pamukkale Travertenleri yüzyıllardır çeşitli medeniyetler tarafından birbirinden farklı rahatsızlıklara iyi geldiği söylenen sularıyla şifa ve güzellik merkezi olarak tanımlanmış. Antik kent ve travertenleri tam anlamıyla gezmek istediğiniz takdirde 1 gün yetersiz kalabilir. 3 girişi olan alana, antik kente giriş yapan kuzey ve güney kapılarından veya doğrudan travertenlere yönelen kapıdan giriş yapabilirsiniz.
Laodikeia Antik Kenti: MÖ 3. yüzyılın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulmuş. Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine sahip olan kent, önemli bir inanç turizmi merkezi… Kilise, MS 313 yılında Milano Fermanı ile Hristiyanlığın serbest kılınmasıyla Hristiyanlığın en eski ve en önemli kutsal yapılarından biri olma özelliğini barındırıyor.
Muğla’da Ekoturizmin Yeni Destinasyonları
Kelebekler Vadisi: Kamp ve doğa turizminin Türkiye ve dünyadaki en önde gelen adreslerinden biri olan Kelebekler Vadisi, dik kayalıkların arasına gizlenerek modern hayatın gri tonlarını reddeden nadir doğal güzelliklerden... Bu dönemde Kelebekler Vadisi gibi bir yerin hala var olduğuna inanmak gerçekten zor. Deniz ve dik kayalıklarla çevrili doğal korunaklı yapısı sayesinde vadi dış dünyadan izole olmuş. Bu avantajıyla kitle turizminin olumsuzluklarından etkilenmemiş.
Çalış Plajı: Uzun bir yürüyüş parkuru, sahil boyunca devam ediyor. Aynı zamanda rüzgar sörfü ve kite surf başta olmak üzere birçok adrenalin sporu; Çalış Plajı’nda gerçekleşiyor. Fethiye’ye 8 km uzaklıkta olan Çalış Plajı apartlar, oteller, restoranlar, kafe ve barları ile turizmin yoğun yaşandığı yerlerden biri olup gün batımını izlemek için muhteşem…
On İki Adalar: "Yassıca Adalar, Hamam Koyu, Kurşunlu Koyu, Yavansu, Bedri Rahmi Koyu, Tersane Adası, Göbün Koyu, Boynuzbükü, Göcek Adası, Domuz Adası, Zeytin Adası, Kızıl Ada" "On İki Adalar" ismi ile biliniyor. Bu adalara Fethiye ve Göcek'ten günübirlik tekne turları yapılıyor. Aynı zamanda Ege kıyılarının en güzel etkinliklerinden olan "Mavi Yolculuk" güzergahının da en vazgeçilmezleri arasında...
Likya Yolu: Maviler ve yeşiller içerisinde uyuyan “Işık Ülkesi”nin muhteşem manzaralı yollarında zamanda yolculuk yapabilirsiniz. Likya bölgesi, yöresel gelenekleri ve özellikle kendine özgü mezar mimarileri ile Anadolu’nun belki de en ilginç bölgesi... Bir de buna endemik bitki çeşitliliği ile nefes kesici deniz manzarası eklenince yorgunluk hissetmeden kilometrelerce yürüyebilirsiniz.
Ölüdeniz: Fethiye’den kuşbakışı fotoğraflarıyla Türkiye turizminin en önemli tanıtım unsurları arasında yer alan Ölüdeniz’e çamlar arasından ilerleyen 14 kilometrelik bir yol ile ulaşılıyor. Ardından bir tepe daha aşıldığında ansızın sonsuz bir mavilik ziyaretçileri karşılıyor. 3 kilometrelik sahili boyunca mavinin her tonunu barındıran Ölüdeniz, "Tanrı'nın Dünyaya Bağışladığı Cennet" olarak nitelendiriliyor.
Kleopatra Hamamı: Diğer adları Afrodit Koyu ve Manastır Koyu olan bu koy, Kleopatra’nın Roma’ya seyahati sırasında yaptırdığı ve hamam olduğu söylenen bir yapı ile meşhur...
Sultaniye Kaplıcaları ve Çamur Banyosu: Köyceğiz Gölü’nün kıyısında yer alan Sultaniye Kaplıcaları’nın tarihi binlerce yıl öncesine, Kaunos dönemine kadar uzanıyor. Çevredeki hastane kalıntıları da bunu doğruluyor. Romatizma, siyatik yanında cilt ve kadın hastalıklarına da iyi geldiği bilinen Sultaniye Kaplıcası, Türkiye’nin en yüksek mineral değerine sahip kaplıcası... 39 °C sıcaklıktaki su kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür ve radon içeriyor.
Akyaka’da Kitesurf – Uçurtma Sörfü: Yaklaşık 3 km boyunca uzanan sığ ve kumluk sahili, 6 ay boyunca sahile esen 3-6 bfr sabit rüzgar ile Akyaka uçurtma sörfü için dünya standartlarında bir imkan sunuyor. Yöredeki kitesurf okullarının kapıları bu sporu öğrenmek ya da uygun koşulların keyfine varmak isteyen tüm sporseverlere açık...